Kimi Narsist Kimi Takıntılı: Bir Psikolog, Game of Thrones’tan Friends’e Dizilerdeki Karakterleri Yorumluyor

Dizi boyunca Daenerys çeşitli kılıklara bürünür. Daima istismara uğradığı, hayli sıhhatsiz bir ailede büyür. Daenerys’ın çocukluk periyodu travmaları ve dehşetleri, onu üç rolden oluşan bir döngüye hapseder: Kurban, kurtarıcı ve saldırgan. Daenerys, kimse onu kurtarmadığı için insanları kurtarma misyonunu üstlenir. Uzun müddet boyunca kendi hayatını denetim edemediği için güç sahibi olmak ister. Böylelikle geçmişteki berbat tecrübelerinin ve şiddetli geçmişinin onu güçlendirebileceğini lakin tıpkı vakitte hayatını şekillendiren birçok ögesi yok edebileceğini gösterir.

Carrie 30 yaşın üzerinde olmasına karşın yeniden de beyaz atlı prensini bekleyen ve finansal hayatını yönetim edemeyen çocuksu bir karakter. Carrie’nin zihninde yer alan tüm düşünceleri ve eylemleri aşkı bulmaya çıkar. Ancak ayakları yere basan bir ilişki kuramaz. Carrie’nin görünürdeki tüm isteklerine karşın bilinçsizce gerçek bir alakadan ve evlilikten kaçıyor olması ise epeyce ironik. Bu münasebet şemasını ise Carrie’nin uzun vadeli bağlardan kaçan yahut ona karşı bir his beslemeyen erkeklerle birlikte olması oluşturur. Yaptığı seçimlerle mutsuzluğunu kamçılayan Carrie, hayatta ne istediğini bilse ve daha uygun seçimler yapsaydı daha memnun bir son elde edebilirdi.

Gregory House kendine çok güvenen, son derece entelektüel, her vakit kuralları çiğneyen ve beşerlerle güzel geçinemeyen bir karakter olarak karşımıza çıkar. Bu üzere özellikleri barındıran beşerler ekseriyetle alımlı bulunur ve sosyopat olarak tanımlanır. Lakin bu yanlış bir kanı olabilir. Gerçek sosyopatlar empati kurmaktan ve sevgi, arkadaşlık üzere bağlar inşa etmekten mahrum olurlar. Gregory House, insani tarafını saklamaya çalışsa da arkadaşları, meslektaşları ve hatta hastalarının kendilerini makus hissettiklerini her vakit fark eder. Hastalarına karşı genelde kaba saba davransa da onlara yardım etmeye ve onların sıkıntılarına tahliller üretmeye çalışır.

Cersei Lannister istediği her şeyi almaya hazır, yabanî bir karakter olarak bilinir ve herkesi kolaylıkla manipüle ederek acımasız davranır. Cersei kendini her vakit başkalarından üstün hisseder. Narsistik kişilik bozukluğunun tipik bir örneği olarak karşımıza çıkan karakter, kimseyi samimi hislerle sevemez; olağan erkek kardeşi Jamie dışında.

Monica Geller sempatik bir karakter olmasına karşın bir öbür narsist karakter olarak karşımıza çıkıyor. Çocukluğu boyunca ağabeyinin gölgesinde sürdürmek zorunda kaldığı hayatı ve yetişkinliğindeki başarısızlıkları onu bir mükemmeliyetçiye dönüştürür. Kendi hayatı ve etrafındaki insanların hayatları üzerinde denetimi ve disiplini sever. Bir şeyleri birinci başaran ve kazanan olma takıntısı bulunur. Monica Geller’ı pozitif yapan ve hayatta ona öz güven kazandıran yegâne güdü narsizmi olarak gözlemlenir.

Samantha ne istediğini bilen ve başkalarının fikirlerini pek umursamayan, çok bağımsız bir kadın olarak ekranlara yansır. ‘Kabul gören’ pek çok sosyal norma karşı koyar ve bir aile veya çocuk sahibi olmamayı tercih eder. Partnerlerine bağımlı olmadığı gibi kendini herkesten daha çok sever. Samantha herkese karşı mesafeli durur ve duygusal olarak bir ilişkiye kendini vermez. Hayatı boyunca kimseye ihtiyacı olmayan kişi olmayı tercih eder. Samantha için dizideki Mr. Big’in bayan versiyonu diyebiliriz.

Susan Delfino’da kurban psikolojisi görülür. Kendi meselelerini çözmekten kaçınır ve diğerleri tarafından ilgiye muhtaç bir portre çizer. Kendini içinde bulduğu durumlardan sağlıklı bir halde çıkarmak üzere birçok seçenek ortasından acı çekmeyi seçer ve hayatını daha düzgün hâle getirmek için çok az eforlar. Bu tipik davranış örneğinin kökeni, annesiyle yaşadığı meselelere uzanır; kendine inancını kazanma fırsatı bulamaz ve kendini gerçekleştiremez. Hasebiyle sıkıntı olanı onun yerine yapan, muteber bir erkekle birlikte olması ve yeniden onu inançta tutacak istikrarlı bir işe kendini adaması gerekir.

Fleabag; baştan aşağıya yanlışlarla dolu, kusurlu, kızgın, seks bağımlısı lakin güçlü bir bayan karakter. Depresyonuyla yüzleşmek yerine sarkazmı tercih eder ve bu yolla beşerlerle ortasına duvar örer. Annesinin ve en yakın arkadaşının vefatları sonrasında hissettiği ıstırap ve suçluluk duygusu peşini bırakmaz. Halının altına süpürdükleri sorunlardan ne babası ne ablası ile konuşur. Dördüncü duvarın kırılışı ile ismini asla öğrenemediğimiz Fleabag’in hikâyesine doğru kapıldığınızı hissedeceksiniz.

Eski bir kız arkadaşın eski erkek arkadaşının ardından kapıldığı maceraları anlatan Crazy Ex-Girlfriend’in Rebecca’sında borderline kişilik bozukluğu olduğu görülür. Lakin bir teşhisi olmasaydı bile her olayda dürtüsel davranması ve daima kendini hatalı hissetmesi, tahlil edilebilirdi. Kendinden nefret eden karakterleri de ekranda görmek güçlendirici olabilir.

Ian Gallagher birinci manik periyodunu geçirdiğinde etrafında onu sarıp sarmalayan birileri olmasına karşın ekseriyetle bu dayanağı elinin karşıtıyla iter. Daha sonra Ian, bipolar kişilik bozukluğuyla yaşamayı öğrenir. Normlara uymayan ailesinin kaotik yaşantısı içinde kendine seçilmiş bir aile inşa eder. Cinsel yöneliminin ve olduğu kişinin farkına daha şuurlu varır.

Mental sıkıntılarla gayret eden erkek karakterlerin medyada bayanlardan çok daha az görüldüğü gerçek ancak Sex Education bu hususta tabuları yıkıyor. Jackson Marchetti, başarılı bir yüzücü olmasına karşın ailesinden gördüğü baskı nedeniyle kendisine ziyan verecek sakatlanmalar geçirir. Bu sakatlanmalar tesadüf olmamakla birlikte bir yardım çığlığı olarak görülebilir. Neyse ki Jackson’ın arkadaşları, yaşadığı zorluklara kulaklarını tıkamaz ve imdadına yetişir.

Bojack bir at ve çizgi karakter olmasına karşın insan olma durumunu yalın bir biçimde bizlerle paylaşır. Daima kendisini ve içinde bulunduğu bağları sabote eder, alkol ve uyuşturucu unsur kullanımını bir kaçış olarak görür, onu seven herkesi suistimal eder ve daima bir diğerini cürümler.

Rick kimseyi umursamayan ve kimseye muhtaçlığı olmayan biri üzere davransa da sadece sevilmeyi ister. Kendini alkole veren karakter olmasıyla karşımıza çıkar. Rick’in karşılaşabileceği en büyük sabotajcı kendisidir ve kendi hayatını sabote eden bir karakter hâline gelir.

Beth, genç yaşta yetim kalır ve büyüdükçe kendini bağımlı olduğu sakinleştirici uyaranlarla besler. Beth’in kazanmaya dair sıhhatsiz bir takıntısı bulunmasına karşın kendini sabote etmek için elinden gelen her şeyi yapar: Bağımlılık düzeyinde alkol ve ilaç kullanır, sigara içer. Çoklukla kendisini etrafından izole eder ve birden fazla vakit öbür insanların yardımını reddeder.

Nick Miller, kara mizahın ve tembelliğinin arkasına gizlediği kaçıngan yapısıyla dikkat çeken bir karakter. Babasından kaynaklanan itimat ve bağlılık sıkıntıları onu dev bir şüpheciye dönüştürür. Hayatının gidişatından mutlu olmadığı ve irtibat sorunları yaşadığı bariz olan Nick’in gerçeklerle yüzleşmekten kaçınması ise cabası. Kendisini sabote etmekte usta olan Nick, kırılganlık göstermekte zorlandığı için duygularını göstermekten hep kaçınan bir karakter olsa da Jessie’nin hayatına girmesiyle hayatla daha âlâ başa çıkmaya başlar.